2025’te bile yanıtı netleşmeyen bu soru, aslında paradan çok daha fazlasını; rollerimizi, beklentilerimizi ve ilişkilerimizi sorgulatıyor.
İlk buluşmalarda hesabı kimin ödeyeceği hâlâ çok konuşulan, hatta kimi zaman ilişkilerin seyrini belirleyen bir mesele. Bu soru sadece para ya da jestle ilgili değil; aynı zamanda toplumsal rollerin, cinsiyet beklentilerinin ve kişisel algıların bir yansıması. Modern ilişkiler değişse de bu küçük ‘hesap anı’ hâlâ büyük anlamlar taşıyor.
Centilmenlik mi, klişe mi?
Görgü kurallarının klasik yorumuna göre davet eden kişi ödemeyi yapar. Bu kural, günümüzde bile birçok insan için geçerliliğini koruyor. Özellikle heteronormatif ilişkilerde erkekten ‘ödeme jesti’ beklenmesi hâlâ yaygın. Kadınların büyük bölümü, bu davranışı sadece bir maddi destek değil; ilgi, özen ve niyet göstergesi olarak da yorumluyor. Öte yandan bu beklentinin temelinde, kadınların ilk buluşma öncesinde harcadığı zaman, emek ve hazırlık (makyaj, bakım, kıyafet vs.) gibi görünmeyen maliyetler de var. Bazı kadınlar, ilk buluşmada ödeme yapılmasını bu emeğin bir tür karşılığı gibi görüyor.
Araştırmalar ne söylüyor?
Pew Research gibi kurumların verilerine göre, erkeklerin büyük çoğunluğu ilk buluşmada ödeme yapmanın kendi sorumlulukları olduğunu düşünüyor. Kadınların da önemli bir bölümü bunu kabul ediyor. Ancak bu, herkesin aynı fikirde olduğu anlamına gelmiyor. ‘Ödemeyi teklif etmek’ sosyal bir jest olarak hoş karşılansa da bazı kişiler bunu samimiyet testine dönüştürüyor. Bazı erkekler için karşı tarafın cüzdanına hiç uzanmaması olumsuz bir işaret olabilirken, bazı kadınlar için ‘bölüşme önerisi’, ilgisizliğin göstergesi olabiliyor. Bu noktada niyet okumalar, küçük jestlerin ötesine geçip ilişki dinamiğini de etkileyebiliyor.
Neden hâlâ değişmedi?
Kadınlar ekonomik olarak daha bağmsız, erkekler ilişkilerde daha esnek roller üstlenmeye hazır olsa da toplumsal beklentiler hemen değişmiyor. Bunun birkaç nedeni var;
- Cinsiyet rollerinin hâlâ güçlü biçimde içselleştirilmiş olması
- Heteronormatif kuralların flört kültüründe baskın kalması
- ‘Erkek teklif eder, erkek öder’ alışkanlığının sürmesi
- Flört ortamlarında duygular kadar sembollerin de önemli olması
Bu yüzden, hesabı kimin ödediği, ilişkinin duygusal ya da düşünsel eşitliğini değil; çoğu zaman toplumsal refleksleri yansıtıyor.
Değişim mümkün mü?
Gittikçe daha fazla insan, açık iletişimle bu kalıbın dışına çıkmaya çalışıyor. Kimileri, ‘Teklif eden öder’ ilkesini adil bulurken, kimileri buluşma öncesinde paylaşım konusunu netleştirmenin daha iyi olduğunu düşünüyor. Ayrıca artan ekonomik belirsizlikler ve hayat pahalılığı da bu konudaki hassasiyeti artırıyor. Artık daha çok insan ‘hesabı paylaşma’ fikrini daha makul ve eşitlikçi buluyor.
Esas soru ne olmalı?
İlk buluşmada kimin ödediği, sadece pratik bir karar değil. Bu an, iki insanın değer anlayışı, beklentisi ve ilişkilere bakış açısı hakkında çok şey söylüyor. Herkesin ekonomik koşulları, deneyimi ve beklentisi farklı olabilir. Bu nedenle, en adil yaklaşım belki de karşılıklı anlayış ve açık iletişim. Değişen dünya, ilişkileri de dönüştürüyor. Hesap ödemek artık sadece centilmenlik ya da gelenek değil; karşılıklı saygı ve denge meselesi. Ve belki de asıl sorulması gereken soru şu: ‘Karşımdaki kişi, bu küçük anın içine ne kadar düşünce, özen ve eşitlik sığdırabiliyor?’