2025’te bile yanıtı netleşmeyen bu soru, aslında paradan çok daha fazlasını; rollerimizi, beklentilerimizi ve ilişkilerimizi sorgulatıyor.

UNICEF’in yayımladığı yeni rapora göre Türkiye’de çocuk olmak her geçen gün daha da zorlaşıyor; yaşam memnuniyetinden akademik başarıya kadar birçok göstergede çocukların durumu alarm veriyor.

Araştırmalar, kadınların kriz zamanlarında liderliğe getirildiğini ve başarısızlık durumunda sistematik biçimde suçlandığını gösteriyor.

Yeni bir araştırma, ev içi yatırım kararlarının çoğunlukla erkekler tarafından verildiğini ve bunun, kadınların finansal güvencesini zedelediğini ortaya koyuyor.

ILO’nun yeni raporu, yapay zekâ çağında kadın istihdamının erkeklere kıyasla üç kat daha fazla dönüşüm riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor,

KAGİDER tarafından Akademetre iş birliğiyle hazırlanan “Türkiye Kadın Girişimciliği İzleme Raporu”, kadın girişimciliğinin dönüşümünü stratejik bir perspektifle ortaya koyuyor.

Kadınların güçlü, bağımsız ve eğitimli bireyler olarak kendi yollarını çizdiği bu çağda, ilişki modelleri de kaçınılmaz olarak değişiyor.

Yapay zekâ çağında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak sadece adalet değil, sürdürülebilir ekonomik ve teknolojik gelişim için de vazgeçilmez.

Dünya İklim Günü’nde sadece çevresel değil, küresel bir eşitsizlikten de söz etmek gerek.