İngiltere'deki The Royal Opera'da yapılan araştırmaya göre; dünyanın en popüler operalarının çoğu kadın düşmanlığı ve cinsiyete dayalı şiddetle dolu.
İngiltere’nin en önemli opera kurumu olan The Royal Opera'da yapılan cinsiyetçilik araştırmaları çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Görünen o ki, dünyanın en popüler operalarının çoğu kadın düşmanlığı ve cinsiyete dayalı şiddetle dolu ve sahne arkasındaki kadınlar için de durum pek parlak değil. Prodüksiyonlarda başta yönetmenlik olmak üzere tüm önemli roller erkeklerin hakimiyetinde. The Royal Opera analizlerine göre; öncesinde 2022 yılına kadar yeni opera prodüksiyonlarındaki kreatif ekiplerin yüzde 50'sini kadınların oluşturacağına söz veren kurum bu sözünü tutmadı.
Kamu fonları cinsiyetçilik için mi harcanıyor?
Yapılan araştırma konusundaki en önemli tartışmalardan biri The Royal Opera’nın yüksek oranda kamu fonlarıyla finanse edilen bir kurum olması. Uzmanlar, kamu fonlarından büyük ölçüde yararlanan bir sektörde opera şirketlerinin cinsiyet ayrımcılığı ve dezavantajı sürdürmelerinden sorumlu olmaları gerektiğini ifade ediyor.
Prodüksiyonların yüzde 90’ını erkekler yönetti
- Çalışmaya dahil edilen 15 sezon boyunca The Royal Opera'daki tüm opera prodüksiyonlarının yüzde 90'ı bir erkek yönetmen tarafından yönetildi.
- Kadın yönetmenlere göreceli olarak seyircisi daha düşük olan ve gişede daha fazla sorun çıkarma ihtimali bulunan modern operalarda görev veriliyor. Opera klasikleri ve hitlerinde söz erkeklerin.
- Erkekler tarafından yönetilen tüm operaların yaklaşık yüzde 75'inde yaratıcı ekiplerdeki kadın temsil oranı düşüktü. Erkekler, erkeklerden oluşan kreatif ekipleri tercih etti.
- Kadın liderliğindeki yapımların yüzde 81'i kadınları kreatif rollerde daha fazla değerlendirdi.
Araştırmanın tamamını bu linkte okuyabilirsiniz.