KAGİDER tarafından Akademetre iş birliğiyle hazırlanan “Türkiye Kadın Girişimciliği İzleme Raporu”, kadın girişimciliğinin dönüşümünü stratejik bir perspektifle ortaya koyuyor.
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), kadın girişimciliğinin son yıllardaki gelişimini ortaya koyan kapsamlı bir rapor hazırladı. Akademetre tarafından hazırlanan Türkiye Kadın Girişimciliği İzleme Raporu, kadın girişimcilerin karşılaştığı yapısal sorunlardan umut veren değişimlere kadar geniş bir tablo sunuyor. Bu çalışma, sadece bir ölçüm değil aynı zamanda Türkiye’deki kadın girişimcilik ekosistemine yön vermeyi amaçlayan stratejik bir belge.
Girişimcilik artık zorunluluk değil fırsat
Raporda dikkat çeken en önemli bulgulardan biri, kadınların girişimciliğe artık yalnızca ekonomik zorunlulukla değil, gördükleri fırsatlarla yönelmeleri. “Fırsat gördüm ve değerlendirdim” diyen kadınların oranı yüzde 53.6’ya ulaşmış durumda. Bu da, girişimciliğin artık bir zorunluluk değil, bir tercih haline geldiğini gösteriyor. Bu değişim, kadınların öz güveninin ve karar alma gücünün arttığına işaret ediyor.
Başarı yalnızca rakamlarla ölçülmüyor
KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu, kadın girişimciliğinin yalnızca bireysel başarı değil, toplumsal dönüşüm aracı olduğunu vurguladı. Bezircioğlu’na göre, bir kadının girişimiyle başka bir kadının ilham alması ya da görünür hale gelmesi, finansal başarı kadar önemli. Bu nedenle kadın girişimciliği yalnızca kazanç eksenli değil aynı zamanda özgürleşmenin, görünürlüğün ve ilhamın alanı. Bezircioğlu, mevcut yapının kadınları hâlâ ‘fazladan cesur’ olmaya zorladığını belirtiyor. Kadınların iş dünyasında varlık gösterebilmeleri için olağanüstü başarılar göstermelerinin beklendiğini, bunun ise onları sürekli ispat etmeye mecbur bıraktığını ifade ediyor.
Endeksler büyüyor umut artıyor
Kadın Girişimcilik Endeksi 2019’da 44.0 iken 2025’te 63.4 seviyesine yükseldi. En dikkat çekici gelişme ise ‘Gelecek skoru’nda yaşandı. Bu skor yüzde 86.8 oranında artış göstererek, kadın girişimcilerin artık geleceğe daha umutla baktıklarını ortaya koydu. Bu artış, yalnızca rakamsal bir yükseliş değil, kadınların girişimci kimliğini sahiplenmeleri ve toplumdaki rolünün daha fazla tanınmaya başlamasının da bir göstergesi. KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Neşecan Çekici’ye göre, bu yeni tablo daha fazla rehberliğe, finansal desteğe ve dijital yetkinlik kazandıracak programlara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor.
Sistemsel destek hâlâ eksik
Kadın girişimciliği yalnızca iş dünyasının konusu değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği, fırsat eşitliği ve kamusal destek politikalarının da odağında yer almalı. Ancak kadınların bu çok katmanlı yolculuğunun duygusal ve sosyal boyutları çoğu zaman göz ardı ediliyor. Kamusal politikalar hâlâ başarıyı yalnızca ekonomik çıktılarla ölçüyor. Kadın girişimciliği desteklenirken bu sürecin sadece finansal değil aynı zamanda duygusal, sosyal ve yapısal ihtiyaçları da göz önüne alınmalı. Kadınların olağanüstü değil, eşit koşullarda rekabet edebilmeleri sağlanmalı.
Türkiye’de kadın girişimciliği büyüyor
Kadın girişimciler, artık yalnızca üretim ve istihdamın değil, değişimin ve yenilikçiliğin de öncüsü. Türkiye’de kadın girişimciliği büyüyor, güçleniyor ve çeşitleniyor. Ancak bu büyümenin sürdürülebilir olması için kadınlara eşit fırsatlar sunan, onları ‘olağanüstü’ değil ‘eşit’ görmekle yükümlü bir sistemin kurulması gerekiyor.