Kadınlar yalnızca ev işlerini yapmıyor ya da çocuk bakmıyor. Aynı zamanda sürekli düşünüyor: ‘Akşam ne pişirsek?’, ‘Doğum günü hediyesi alındı mı?’, ‘Çocuğun okul gezisi ne zamandı?’ gibi sayısız küçük ama kesintisiz plan, takip ve karar sorumluluğu onların zihninde dönüp duruyor. Üstelik bu yük yalnızca annelere ait değil. Çocuğu olmayan kadınlar da evdeki ‘Zihinsel emek’ nedeniyle iş yerinde tükenmiş hissediyor. York Üniversitesi’nden araştırmacıların yürüttüğü ve Kanada ile ABD’den 263 kadın ve erkek çalışanın katıldığı araştırma, bu görünmeyen yükün kadınların iş yaşamı üzerindeki yıkıcı etkilerini ortaya koyuyor. ‘Zihinsel yük’ adı verilen durum, hem annelerde hem de çocuksuz kadınlarda duygusal tükenmişliğe, işten ayrılma isteğine ve kariyer dayanıklılığının azalmasına yol açıyor.

Kadınlar daha fazla zihinsel yük altında

York Üniversitesi’nden araştırmacıların yürüttüğü çalışmada, Kanada ve ABD’den 263 heteroseksüel çift incelendi. Katılımcılar, yedi hafta boyunca evdeki iş bölümü ve iş yaşamlarındaki duygusal durumları hakkında bilgi verdi. Bulgular çarpıcıydı:

  • Kadınlar, hane içi iş bölümünde yalnızca fiziksel işleri değil, planlama ve takip gerektiren ‘zihinsel işler’i de büyük oranda üstleniyor.
  • Bu zihinsel yük, kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla duygusal tükenmişliğe yol açıyor.
  • Duygusal tükenmişlik hem işten ayrılma isteğini artırıyor hem de kadınların kariyer dayanıklılığını azaltıyor.
  • Çocuğu olan kadınlar özellikle çocuk bakım yükünden etkilenirken, çocuğu olmayan kadınlar daha çok zihinsel yük nedeniyle tükenmiş hissediyor.
  • Erkeklerde ise bu tür yüklerin iş performansına anlamlı bir etkisi gözlemlenmedi.

Araştırmacılar, bu görünmez emeğin kadınların iş yaşamını doğrudan etkileyen ancak çoğu zaman göz ardı edilen bir eşitsizlik biçimi olduğuna dikkat çekiyor.

Zihinsel yük; görünmez ama ağırlığı büyük

Zihinsel yük (bilişsel emek), fiziksel bir işten çok daha fazlasını ifade eder. Bu yük genellikle fark edilmez ama zihinsel enerjiyi sürekli tüketir. Araştırmalar, evdeki bu ‘üçüncü vardiya’nın kadınlar tarafından üstlenildiğini ve bunun sadece anneleri değil, çocuksuz kadınları da kapsadığını gösteriyor. Kadınlar yalnızca evdeki fiziksel işleri değil, bu işlerin organizasyonunu, zamanlamasını ve sonuçlarını da sürekli olarak düşünmek zorunda kalıyor. Bu durum yalnızca özel hayatı değil, doğrudan iş hayatını da etkiliyor. Zihinsel yük, iş yerinde odaklanmayı zorlaştırıyor, tükenmişlik hissini artırıyor ve uzun vadede kariyer motivasyonunu düşürüyor.

Görünmeyeni görmek: İşverenler ne yapabilir?

Zihinsel yükün kadınların iş yaşamı üzerindeki etkilerini azaltmak için sadece bireysel değil, kurumsal adımlar da gerekiyor. Araştırmacılara göre çözümün önemli parçaları şöyle:

Esnek çalışma modelleri: Esneklik yalnızca annelere değil, tüm kadınlara sunulmalı. Bu sayede hem zihinsel yük dengelenebilir hem de kariyer motivasyonu korunabilir.

Cinsiyete duyarlı politikalar: İşverenler, kadınların ev içi görünmeyen yüklerini tanımalı ve bunu göz önünde bulundurarak iş politikaları geliştirmeli.

Erkek katılımını artırmak: Evdeki zihinsel iş yükü yalnızca kadınların sorumluluğu olmamalı. Erkeklerin daha aktif rol alması teşvik edilmeli.

Zihinsel yükü görünür kılmak: Kurum içi farkındalık çalışmalarıyla görünmeyen emek tanınmalı, kadınların bu yükü ifade edebileceği alanlar açılmalı.

Zihinsel yükü sadece özel hayatın bir parçası değil, iş yaşamını şekillendiren bir gerçeklik olarak ele almak, toplumsal cinsiyet eşitliğine giden yolda atılacak en somut adımlardan biri olabilir.