Aydın Doğan Vakfı, 2015’ten bu yana “Dünya Kız Çocukları Günü”nü toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle kutluyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), BM Kadın Birimi ve BM Nüfus Fonu temsilcilerinin katılımıyla 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü kapsamında Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi Sema Doğan Konser ve Sergi Salonu’nda gerçekleştirilen konferansta, kız çocuklarının gönüllülük yoluyla toplumsal dönüşümün öncüsü olabileceği vurgulandı. Vakıf, “Baba Beni Okula Gönder” seferberliğinden “Güçlü Kızlar Güçlü Yarınlar” projesine uzanan çalışmalarıyla kız çocuklarının haklarına erişimi, şiddetten korunması ve liderlik potansiyellerinin desteklenmesine yönelik faaliyetler yürütüyor. Bu yılki ana teması, “Kız Çocuklarının Liderliği ve Gönüllülüğün Gücü” olarak belirlenen konferans, gençleri, kadınları, karar alıcıları, Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcilerini ve rol modelleri bir araya getirdi.

“Gelecek nesilleri yetiştiriyorlar”

Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, dünyada hâlâ  cinsiyet eşitsizliğinin devam ettiğine işaret etti. Yalçındağ, kız çocuklarının eğitimde fırsat eşitliğini yakalayamadığını, bu nedenle Dünya Kız Çocukları Günü’nde bu konunun altının çizilmesinin önemli olduğunu söyledi. Yalçındağ, vakıf olarak, “Güçlü Kızlar Güçlü Yarınlar” projesi kapsamında geçen yıl yaptıkları araştırmalarda kız çocuklarının en çok kişisel eğitim, sosyal etkileşim ve deneyim kazanma fırsatlarını önemsediğini belirtti. Yalçındağ, “Katılımcıların yüzde 70’i liderliğin eğitimle geliştiğini söylüyor. Biz de buna uygun bir eğitim paketi hazırladık, internet sitemiz üzerinden ücretsiz erişime sunduk. Genç kızlarımızın lider, öncü ve örnek olmasını istiyoruz. Sonunda onlar babalarla beraber gelecek nesilleri yetiştiren insanlar” ifadelerini kullandı.

Gönüllülük çalışmaları genç kızların öz güvenini artırıyor

Kız çocuklarının lider olabilmesi adına eğitim kampları düzenledikleri bilgisini paylaşan Arzuhan Doğan Yalçındağ, sosyal dayanışma, sosyal etkileşim, deneyim ve gönüllülüğün bu noktada önemli olduğunu vurguladı. Yalçındağ, gönüllülük çalışmalarının genç kızların öz güvenini artırdığını dile getirerek, “Sadece kendileri için değil başkaları için bir fayda sağlamış oluyorlar. Dolayısıyla bu gönüllülük meselesi ilerleyebilmek için çok kıymetli” dedi.

“İyi bir dünya için elimizden gelen her yardımı yapıyoruz.”

Vakıf olarak yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi veren Arzuhan Doğan Yalçındağ, konuşmasına şöyle devam etti: “2005’te başlatılan “Baba Beni Okula Gönder” projesiyle yaklaşık 33 kız yurdu inşa ettik. Hâlâ o yurtlarımız, okullarımız var. Okullardan biri de babamın adına yapılan bu okul. Bu sergi salonu da annemin adına. Başarılı kız çocuklarımıza burs veriyoruz. Depremde çok konteynerlarımız oldu. Hâlâ da duruyor ve onlarla ilgilenmeye devam ediyoruz. Diğer vakıflarla el ele çalışıyoruz, yaz kampları yapıyoruz. Avrupa Birliği de bize bir destek verdi. Bu gönüllülük projesinin devamı olarak, genç kızlarımızın başka sosyal vakıflarda çalışmalarını, sosyal fayda sağlamak için ne yapabilirler onun araştırmasını ve zihinsel olarak onu düşünüp paylaşmasını sağlıyoruz. İyi bir dünya için elimizden gelen her yardımı yapıyoruz.”

Dayanışma güvende hissettiriyor

Arzuhan Doğan Yalçındağ, kız çocuklarının dayanışma ortamında kendilerini daha güvende hissettiğini belirterek, kendilerine hem fiziksel hem manevi yardımda bulunduklarını ifade etti. Kız çocuklarından aldıkları geri bildirimlerle bunları yaptıklarını kaydeden Yalçındağ, “Kişisel gelişimi önemsedikleri için o kişisel gelişim bağlamında bir eğitim programı hazırlayıp yaptık, çalıştaylar yapıyoruz. Bugün de buradaki gençlerimizin birçoğu 3-4 gündür holdingde bir çalıştaya girdiler. Birlikte konuşuyorlar, sorguluyorlar, paylaşıyorlar. İlham aldıklarını görüyoruz. Çünkü biz de onlardan aldığımız ilham ve motivasyonla çalışmalarımızı devam ettiriyoruz zaten.” değerlendirmelerinde bulundu.

“Kız çocuklarına yapılan yatırım ortak geleceğe yatırım”

BM Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi Mariam Khan, kız çocuklarının eğitim gördüklerinde ve kendi sağlıkları, hakları ve gelecekleri hakkında karar verebildiklerinde, güçlü liderler olmalarını sağlayacak öz güven ve dirence sahip olacaklarına inandıklarını söyledi. Türkiye’de, kız çocuklarına yapılan yatırımın ortak geleceğe yapılan yatırım olduğunu kaydeden Khan, “Onları her türlü şiddet ve ayrımcılıktan koruyarak ve okulda kalmalarını sağlayarak, kız çocuklarının kendi potansiyellerine ulaşmalarını destekleyebiliriz. Kendi yolunu seçebilen her kız çocuğu yalnızca kendi hayatını dönüştürmekle kalmaz, aynı zamanda ailesinde, toplumunda ve tüm ülkede değişimin öncüsü olur, sosyal ve ekonomik kalkınmaya katkı sunar ve demografik dayanıklılığı güçlendirir” şeklinde konuştu.

UNICEF kız çocuklarının liderliğine yatırım yapıyor

BM Kadın Birimi Türkiye Ülke Direktörü Maryse Guimond de Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun 30 yıl önce, kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi için tarihi bir vizyon ortaya koyduğunu belirtti. UNICEF Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi ise kız çocuklarının liderlik ettiğinde değişimi ateşlediğini, engelleri yıktığını ve toplulukları güçlendirdiğini dile getirerek, “Tam da bu yüzden UNICEF, kız çocuklarının liderliğine yatırım yapıyor. Çünkü bir kız çocuğunu güçlendirmek, pek çok kişinin ve toplulukların gelişmesine katkı sağlar” dedi.