Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı (UDESEP 2025–2028) yayımlandı.
Sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda, ekonomik sistemlerin yeniden şekillendiği bir dönemdeyiz. Döngüsel ekonomi, artık yalnızca bir çevre politikası değil; kaynak verimliliğini artıran, rekabet gücünü destekleyen ve toplumsal refahı koruyan bütüncül bir dönüşüm modeli olarak karşımızda duruyor.
Bu anlayıştan hareketle, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı (UDESEP 2025–2028) yayımlandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, eylem planının Türkiye’nin yeşil dönüşüm vizyonundaki önemine dikkat çekerek,
“2053 Net Sıfır Emisyon hedefimize ve ülkemizin döngüsel ekonomiye geçişte çok önemli bir adım olan ‘Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı’mız yürürlüğe girdi. 7 sektörü kapsayan eylem planımızla atık maliyetinin azaltılması, ekonomiye yıllık 350 milyar TL’ye kadar katkı ve 100 binden fazla yeni istihdam hedefliyoruz.” dedi.
SKD Türkiye olarak, Avrupa Birliği destekli DEEP (Türkiye’nin Döngüsel Ekonomiye Geçiş Potansiyelinin Değerlendirilmesi için Teknik Destek Projesi) kapsamında bu stratejinin altyapı çalışmalarında konsorsiyum ortağı olarak yer aldık. Ülkemizin döngüsel ekonomi vizyonuna katkı sunan bu çalışmada, özel sektör perspektifinin politika sürecine dâhil edilmesi, iyi uygulama örneklerinin toplanması ve eylem önerilerinin geliştirilmesi süreçlerinde etkin rol üstlendik.
Bu nedenle, UDESEP’in yürürlüğe girmesi, yalnızca ulusal bir gelişme değil; aynı zamanda SKD Türkiye çatısı altındaki iş dünyasının yıllardır yürüttüğü “döngüsel dönüşüm” çabalarının politika düzeyinde somut karşılığını bulması anlamına gelmektedir.
UDESEP’in Amacı ve Stratejik Kapsamı
UDESEP, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefiyle uyumlu olarak, kaynak verimliliğini artırmayı, atıkları azaltmayı, yeni iş modellerini desteklemeyi ve çevreye duyarlı üretim-tüketim anlayışını güçlendirmeyi hedeflemektedir.
Plan, 2025–2028 döneminde uygulanacak şekilde yapılandırılmış ve 6 stratejik alan, 22 amaç ve 53 eylem içermektedir.
7 öncelikli sektör ile 400 bin firma, 8 trilyon TL ekonomik hacim
Plan, çevresel etkisi yüksek ve hammadde yoğun 7 sektöre odaklanıyor.
Bu sektörler arasında ambalaj, batarya ve araç, inşaat ve binalar, elektronik ve bilgi-iletişim teknolojileri, gıda ve biyokütle, plastik ve tekstil yer alıyor.
Bu sektörlerde Türkiye genelinde yaklaşık 400 bin firma faaliyet gösteriyor. Toplam ekonomik büyüklükleri ise 7,5–8 trilyon TL düzeyinde seyrediyor.
Eylem planı, bu sektörlerde atık azaltımı, geri dönüşüm ve yeniden kullanım uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedefliyor.
Stratejik Alanlar ve İlgili Amaçlar
1. Döngüsel Ürünler
Dayanıklı, yeniden kullanılabilir, onarılabilir ürün tasarımı ve eko-tasarım gereklilikleri
Daha döngüsel ürünler için çevreye duyarlı tasarımı teşvik etmek
Eko-tasarım ilkelerini yasal ve teknik altyapıya entegre etmek
Yeniden kullanım ve onarım sektörünü geliştirmek
Döngüsel ekonomi ilkelerini endüstriyel üretim süreçlerine entegre etmek
Yeni döngüsel girişimler için gerekli altyapıları hazırlamak
2. Öncelikli Sektörler
Ambalaj, batarya-araç, elektronik, tekstil, plastik, gıda-biyokütle, inşaat-bina
Öncelikli sektörlerin üretim, tüketim ve atık yönetimini kapsayan tüm aşamalarda döngüselliği artırmak
Sektörel döngüsellik göstergeleri oluşturmak
Pilot projeler ve uygulamalar yoluyla dönüşümü hızlandırmak
3. Atık ve İsrafın Önlenmesi
Sıfır Atık yaklaşımının yaygınlaştırılması, endüstriyel simbiyoz uygulamaları
Çevre mevzuatını döngüsel ekonomi ilkeleri doğrultusunda iyileştirmek
Endüstriyel simbiyoz uygulamalarını yaygınlaştırmak
Döngüsel ekonomiyi hızlandırıcı ekonomik araçlar geliştirmek
Atık yönetiminde dijitalleşmeyi artırmak
Sıfır Atık uygulamalarını yaygınlaştırmak
Gıda israfını azaltmak ve atık önleme kültürünü geliştirmek
4. Döngüsel Ekonominin Yaygınlaştırılması
Eğitim, farkındalık, müfredat entegrasyonu, yerel yönetim kapasitesi
Döngüsel ekonomiye geçiş için mesleki beceri ve nitelikler geliştirmek
Döngüsel şehirler oluşturmak
Döngüsel ekonomi konusunda işbirliği ve farkındalığı artırmak
Eğitim müfredatına entegrasyonu sağlamak
Yerel yönetimlerin teknik ve kurumsal kapasitesini güçlendirmek
5. Yatay Eylemler
Yeşil finansman, adil geçiş, yeşil taksonomi, veri altyapısı ve izleme sistemleri
Döngüsel ekonomi ile adil geçiş bağlantısını güçlendirmek
Taksonomi bağlamında döngüsel ekonomiye geçiş kriterlerini belirleyerek finansman akışını artırmak
Kurumsal ve teknik altyapı ile yatırım ve teşvik mekanizmalarını iyileştirmek
Dijital veri altyapısı ve izleme sistemlerini güçlendirmek
6. İzleme ve Değerlendirme
Eylemlerin 6 ayda bir ÇŞİDB koordinasyonunda izlenmesi
Döngüsel ekonomi göstergeleri geliştirmek ve izlemeyi kurumsallaştırmak
Eylemlerin uygulanmasını 6 ayda bir raporlamak ve değerlendirmek
Politika Uyum Alanları
UDESEP, ulusal politika belgeleriyle doğrudan ilişkilidir:
12. Kalkınma Planı (2024–2028) – Döngüsel ekonomi yatırımlarının hızlandırılması, yeşil OSB’ler, yeşil istihdam
Orta Vadeli Program (2025–2027) – UDESEP’in hayata geçirilmesi, endüstriyel simbiyozun teşviki
Ulusal Yeşil Mutabakat Eylem Planı (2021) – AB Yeşil Mutabakatı ile uyumlu dönüşüm
Ulusal Katkı Beyanı (NDC) – 2030’a kadar sera gazı emisyonlarını %41 azaltma taahhüdü
Bu çerçevede döngüsel ekonomi, iklim politikalarının, yeşil finansman mekanizmalarının ve AB uyum sürecinin kesişim noktasında stratejik bir araç olarak konumlanıyor.
Hazırlık Süreci
UDESEP, güçlü bir katılımcılık altyapısıyla hazırlanmıştır:
86 kurumla görüşme
133 kurumdan anket yanıtı
198 kişinin katıldığı çalıştaylar
7 öncelikli sektör için Sektörel Etki Analizi (SEA)
Ulusal Döngüsel Ekonomi İhtisas Çalışma Grubu (İÇG): kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademiden temsilciler
Bu süreç, DEEP projesi çıktılarıyla desteklenmiştir.
Üyelerimiz İçin Öne Çıkan Fırsatlar ve Gelişmeler
UDESEP 2025–2028, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme modelini doğrusal ekonomiden döngüsel ekonomiye geçiş ekseninde yeniden tanımlıyor.
Bu strateji, çevreyi korumanın ötesinde; rekabet gücünü artıran, istihdam yaratan ve yeşil dönüşümü hızlandıran bir ekonomik vizyon sunuyor.
Özel sektör için bu dönüşüm, hem risk yönetimi hem de yeni büyüme alanları anlamına geliyor:
Yeşil kamu alımları: Sürdürülebilir ürün ve hizmetlere öncelik verilecek yeni ihale düzeniyle çevre dostu üretimde rekabet avantajı sağlanması.
Bu düzenleme, çevre dostu ürün/hizmet üreten şirketler için “yeni pazar oluşturucu” bir etki yaratabilir.Yeşil finansman ve taksonomi: AB ile uyumlu ulusal yeşil taksonomi, yatırımların sınıflandırılmasını sağlayarak yeşil finansmana erişimin kolaylaştırılması.
Bu gelişme, finansman ve yatırım alanında faaliyet gösteren kuruluşlar için stratejik bir dönüm noktası olabilir.İkincil hammadde kullanımı: Geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı için yeni düzenlemeler, üretim ve tedarik süreçlerinde dönüşüm gereksinimi.
Bu düzenleme ile, ürün tasarımı, tedarik zinciri yönetimi ve raporlama süreçlerinde uyum ihtiyacı ön plana çıkabilir.Eko-tasarım: Daha uzun ömürlü, onarılabilir ve geri dönüştürülebilir ürün tasarımlarıyla eko-inovasyonun teşvik edilmesi.
Bu yaklaşım, ürün geliştirme ve Ar-Ge ekipleri için yenilikçi tasarım fırsatlarını artırarak marka değerine katkı sağlayabilir.Endüstriyel simbiyoz: Atık ve yan ürünlerin sektörler arası yeniden kullanımıyla maliyet tasarrufu ve kaynak verimliliği sağlanması.
Bu model, şirketler arası iş birliği fırsatlarını güçlendirirken, çevresel etkilerin azaltılmasına doğrudan katkı sunar.Sıfır atık ve veri altyapısı: Sıfır Atık yaklaşımı güçlendirilirken, döngüsel ekonomi göstergelerinin 6 ayda bir izlenmesi.
Bu süreç, veri toplama, raporlama ve performans ölçümü açısından işletmelerin şeffaflık ve hesap verebilirlik düzeyini artıracaktır.Adil geçiş ve yeşil istihdam: Kadınlar, gençler ve KOBİ’ler için beceri geliştirme ve istihdam fırsatlarının genişlemesi.
Bu dönüşüm, insan kaynağının yeniden becerilendirilmesi ve kapsayıcı büyüme hedefleri için yeni ortaklık alanları yaratabilir.AB Taksonomisi ve SKDM ile uyum: Düşük karbonlu üretim, ihracatta ve rekabetçilikte avantaj sağlanması.
Bu uyum, ihracat yapan şirketler için karbon maliyetlerini azaltarak tedarik zinciri dayanıklılığını güçlendirebilir.Eğitim ve farkındalık: Döngüsel ekonominin müfredata girmesiyle, yerel yönetim ve özel sektör kapasitesinin artırılması.
Bu adım, uzun vadede iş gücünün çevresel ve teknik yetkinliklerini geliştirerek nitelikli insan kaynağı havuzunu genişletebilir.
Bu çerçevede, veri altyapısı, eko-tasarım standartları ve KOBİ düzeyinde kapasite artışı gibi alanlarda iş dünyasının aktif katılımı büyük önem taşıyor.
UDESEP, özel sektörün yenilikçi iş modelleri ve ortak projelerle bu dönüşümün öncüsü olabileceği güçlü bir fırsat zemini sunuyor.
SKD Türkiye olarak, bu dönüşümün merkezinde yer alan iş dünyası aktörlerinin bilgiye, rehberliğe ve iş birliğine dayalı ilerlemesi için çalışmlarımızı sürdüreceğiz.