Pandeminin özel sektör üzerindeki etkilerini toplumsal cinsiyet bakış açısından anlamak amacıyla yapılan ‘Covid-19 Salgınının Kadın Çalışanlar Açısından Etkileri’ araştırmasının sonuçları açıklandı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ile Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) Türkiye iş birliğinde hazırlanan ‘Covid-19 Salgınının Kadın Çalışanlar Açısından Etkileri’ araştırmasının bulguları açıklandı. Araştırma, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emel Memiş tarafından yürütülen ve işletmeler nezdinde yapılan ankete dayanarak koronavirüs salgınının özel sektör üzerindeki olası etkilerini toplumsal cinsiyet bakış açısından anlamak amacıyla gerçekleştirildi. Çalışma ile ayrıca kriz dönemlerinde özel sektörde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetecek politikalar geliştirilmesine katkıda bulunulması hedefleniyor.
İşte araştırmada öne çıkan bulgular
Koronavirüs döneminde kadın ve erkek çalışanların yaşadıkları temel sorunlar birbirinden ayrışıyor.
Koronavirüs döneminde kadın ve erkek çalışanların sorun olarak gördükleri üç konuya bakıldığında; kadınların yüzde 99’unun artan ev işleri ve bakım sorumluluğu, yüzde 97’sinin uzaktan/evden çalışma ile artan iş yükü, yüzde 95’inin ise endişe, psikolojik stres ve tükenmişlikten bahsettiği kaydedildi. Aynı dönemde erkeklerin yüzde 74’ünün ücret/gelir yetersizliği, yüzde 69’unun iletişim ve bilişim teknolojilerine kısıtlı erişim ve yüzde 65’inin psikolojik stres ve tükenmişlikten bahsettiği belirtildi.
Kadın ve erkek çalışanların yaşadığı sorunlarda en büyük fark ev-iş dengesi ve artan şiddet ile bağlantılı.
Araştırmada, kadın ve erkek çalışanların yaşadığı sorunlarda en büyük farkın ev-iş dengesi ve artan ev içi şiddetle bağlantılı olduğu görüldü. Araştırmaya katılan işletmelerin neredeyse tamamında (yüzde 99) kadın çalışanlar tarafından ortak olarak iletilen sorunlar arasında artan ev işleri ve çocuk/yaşlı/hasta bakımı nedeniyle karşılaşılan zorluklar belirtilirken, işletmelerin yüzde 25’inde bu sorun erkekler tarafından iletildi. İşletmelerin yüzde 89’unda kadın çalışanlar ev içi şiddetin arttığını belirtirken, yüzde 19’unda erkekler tarafından bu soruna işaret edildi.
Kadınların karşılaştığı sorunlar için yeterli önlem alınamıyor
Koronavirüs salgını ve ilgili kısıtlamalar başladığından bu yana, çalışanların yaşadığı stresi azaltmak ve genel refahlarını desteklemek üzere, araştırmaya katılan işletmelerin yüzde 76’sı özel önlemler aldığını belirtirken sadece yüzde 26’sı kadın çalışanlara yönelik özel önlem alındığını ifade etti. Bunun yanında ev ve iş dengesine yönelik veri toplayan şirketlerin oranı yüzde 14, iç iletişim yapan şirketlerin oranı yüzde 13 ve aynı konuda özel önlem alan şirket sayısı üç. Benzer şekilde ev içi şiddete yönelik veri toplayan şirketlerin oranı yüzde 1.5 iken, iç iletişim yapan şirketlerin oranı yüzde 6 ve özel önlem alan şirket sayısı bir.
Eşitlik endeks değeri yükseldikçe önlem alma eğilimi yükseliyor
Araştırma kapsamında bir eşitlik endeksi oluşturuldu. Bu endekste eşitlik ilkelerine yönelik taahhüt vermiş olma/imzacı olma, eşitlik faaliyetlerinde iş birliği çalışmaları yapma ve yönetici pozisyonlarında eşit temsil sağlama kriterleri dikkate alındı. Eşitlik endeks değeri yükseldikçe koronavirüs salgınının etkileriyle mücadelede şirketlerin, artan iş yüküne karşı ev-iş dengesine ve ev içi şiddete yönelik önlem alma eğilimi de artış gösterdi. Araştırma sunumunun ardından toplantı, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Stratejik Ortaklıklar Direktörü Dan Seymour’ın ‘Kadınların Krizden Güçlenerek Çıkması için Özel Sektörün Rolü ve Uluslararası İyi Uygulama Örnekleri’ başlıklı ana tema konuşmasıyla devam etti.
Araştırmada sunulan öneriler şöyle
Araştırmada toplumsal cinsiyete duyarlı müdahaleler için öneriler şöyle sıralandı;
- Kriz etkilerinin görünür kılınması: Düzenli olarak salgının etkilerine dair, cinsiyete göre ayrıştırılmış veri ve bilgi toplanması,
- Krize dayanıklı eşitlikçi müdahaleler: Şirketlerin çalışanlarının kriz dönemlerinde pratik ihtiyaçlarını karşılarken toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirmeyecek stratejik (eşitlikçi ve dönüştürücü) müdahaleler planlanması,
- ‘Eşitlik endeksi’nin kullanımının yaygınlaştırılması: Koronavirüs sürecindeki müdahalelerinin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından değerlendirilmesinde, bu araştırma verileriyle oluşturulan eşitlik endeksi ve bileşenlerinin (WEPs taahhüdü, kadın yönetici sayısı vb.) işletmelerce kullanımının yaygınlaştırılması,
- İşbirliklerinin artırılması: Dış paydaşlar (kamu ve diğer şirketler) ve sivil toplum kuruluşları (STK) ile iş birliği yapılması,
- Toplumsal cinsiyete duyarlı destek mekanizmaları ve politikalar konusunda mevzuatın gözden geçirilmesi,
- Toplumu harekete geçirme ve kamuoyu farkındalığı: Ortaklıklar ve iş birlikleri ile toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin bilinmesi, ele alınması ve bu alanda önleme amaçlı verilen mesajların güçlendirilmesi için iş, sanat ve spor dünyasındaki rol modellerin harekete geçirilmesi.
Ulusal mevzuat ve politikalar için öneriler
- Ulusal politika ve stratejileri belirleyen temel belgelerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir hedef olarak yer alması,
- Salgın sürecinde ve genelde kriz dönemlerinde hazırlanan teşvik ve destek paketlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi. Örneğin ebeveynlere bakım izni, esnek çalışma ve hizmetlere erişim sağlayan uygulamaların teşvik paketleri kapsamına girmesi veya kurtarma ve teşvik paketlerinin, ev-iş dengesi üzerine olası etkileri göz önüne alınarak tasarlanması vb.
- Çalışma modellerinde kalıcı değişiklik kararlarının toplumsal cinsiyet eşitliğine etkileri bakımından değerlendirilmesi. Koronavirüs tedbirleri sonrası kalıcı olarak uzaktan çalışmaya geçiş olasılığının tüm boyutlarıyla tartışılarak ele alınması. Uzaktan/evden çalışmanın kadınlar açısından farklı zorluk ve ihtiyaçlar ortaya çıkardığının dikkate alınması.
- Ev ve bakım yükümlülüklerinde eşitsizlikle mücadele konusunda uluslararası başarılı uygulamalar incelenerek bütüncül politika adımlarının oluşturulması ve hedefler belirlenmesi.
- Uluslararası örneklerde olduğu gibi ulusal politika belgelerinde yer aldığı üzere iş ve aile yaşamını uyumlaştırma hedefi kapsamında başta çocuk bakım kurumları olmak üzere bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması.
Uygulama rehberi hazırlanacak
Yapılan açıklamada, araştırmanın bulgularından hareketle TÜSİAD, TÜRKONFED ve UN Women tarafından özel sektöre yönelik ‘krizi eşitlikçi yönetmek’ konulu bir uygulama rehberi hazırlanacağı ve yaygınlaştırılacağı belirtildi. WEPs taahhütlerine de dayandırılacak bu rehber ile şirketlerin kriz dönemlerinde çalışanlarının pratik ihtiyaçları karşılanırken toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirmeyecek eşitlikçi ve dönüştürücü müdahalelerin planlanması amaçlanıyor. Ayrıca krize dayanıklı sürdürülebilir yönetim modelleri benimsenmesi hedefleniyor.