“İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi” kapsamındaki “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi Etki Araştırması Sonuçları” açıklandı.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu, TÜSİAD’ın iş birliği, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfı’nın desteğiyle yapılan “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi Etki Araştırması Sonuçları” raporu yayınlandı. Araştırma İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) Projesi kapsamında hazırlandı. Araştırma çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’inin en az bir kez şiddetin bir türüne maruz kaldığı ve çalışan kadınların yüzde 60’ının psikolojik-duygusal şiddete, yüzde 10’unun cinsel şiddete, yüzde 53’ünün ekonomik şiddete ve yüzde 22’sinin fiziksel şiddete maruz kaldığını ortaya koyuyor.

İşbirliğinin önemine dikkat çekildi

Raporun kamuoyuyla paylaşılması için yapılan toplantının açış konuşmasını Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan yaptı. Nevgül Bilsel Safkan “Sabancı Vakfı olarak, 45 yıldır tüm bireylerin haklardan eşit yararlandığı bir toplum için çalışıyoruz. Kadınların eğitime, istihdama ve toplumsal yaşama katılım gibi her alanda haklarına erişebilmeleri için hem sivil toplum kuruluşlarının projelerini destekliyor hem de işbirliklerine imza atıyoruz. Kadına yönelik şiddet gibi çok boyutlu bir soruna yönelik kalıcı çözümler üretmek için, akademi, sivil toplum, uluslararası organizasyonlar ve iş dünyasının işbirliği ile hareket etmek büyük önem taşıyor. Bu anlamda İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı projesinin bir örnek teşkil ettiğini düşünüyoruz. Proje, hem farklı aktörlerin işbirliğini sağlıyor, hem de iş dünyasının aile içi şiddetle mücadelede aktif rol alan ve somut çözüm önerileri sunan bir paydaş haline gelmesine öncülük ediyor.”  dedi.

Raporda öne çıkanlar

  • 2014’de aile içi şiddete uğrayan bir kadın bu sorunu “kendi kendine çözmelidir” diyenlerin oranında çok büyük oranda bir düşüş gözlendi ve 2019’da yüzde 2’ye düştü.
  • Erkek katılımcılar gözünde zaman içinde “erkeğin kendisini kadının sahibi görmesi’nin şiddetin nedenleri arasında önemi önemli ölçüde artarken (%65 - %74), ‘Kadının yetersiz veya kusurlu bir eş/sevgili olması’nın önemi ise bir miktar düştü.
  • Kadın katılımcılar gözünde şiddetin nedenleri arasında “erkeğin şiddeti normal görmesi” görüşünde bir artış oldu.  Bu görüş yüzde 68’den yüzde 78’e yükseldi.
  • “Şiddete maruz kalan kadınlar ‘işyerindeki arkadaşlarından’ veya ‘şirketin İK departmanı çalışanlarından’ destek almalıdır” diyenlerin oranı yüzde 8’den yüzde 12’ye yükseldi.
  • “Şiddet gören kadın eğer gerçekten isterse ilişkisini bitirebilir” seçeneğini işaretleyenlerin oranında da önemli bir artış var. 2014 yılında katılımcıların yüzde 27’si bu seçeneği işaretlerken, 2019 yılında bu oran yüzde 36’ya yükseldi. 

Raporun tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz.